Shopping For Clothing – Kıyafet Alışverişi (ingilizce alışveriş diyalogları)
Levent Sayar: Can you help me, please?
– Lütfen bana yardımcı olur musunuz?
Salesman: Yes, sir. What is it?
– Evet, efendim. Nasıl yardımcı olabilirim?
L.S.: I’m looking for a flannel suit
, size 40.
– Ben 40 numara bir flanel takım arıyorum.
S: What color do you want?
– Ne renk?
L.S.: I prefer something in gray.
– Gri olmasını tercih ederim.
S: Here’s an excellent suit in gray flannel. Will you try it on?
– İşte harika bir gri flanel takım. denemek ister misiniz?
L.S.: Yes, I will. Where is the fitting room?
– Evet. Deneme kabini nerededir?
S: Come this way.
– Buraya gelin.
L.S.: How does it look?
– Bana nasıl oldu?
S: It looks great. It’s exactly your size.
– Harika. Bu sizin bedeninizdir.
L.S.: How much is it?
– Kaç paradır?
S: This suit is on sale. It’s only 115 dollars.
– Bu takım indirimdedir. Sadece 115 dolardır.
L.S.: All right. I’ll take it.
– Tamam. Onu alacağım.
…..
Saleswoman: May I help you?
– Yardımcı olabilir miyim?
Oya Rahman: Yes, I’m looking for a blouses.
– Evet, ben bir bluz arıyorum.
S: What’s your size?
– Bedeniniz nedir?
O.R.: I wear size 12. Could you show me some blouses in solid color?
– 12 beden giyorum. Bana düz renk bluzları gösterir misiniz?
S: What colors do you want?
– Ne renk istiyorsunuz?
O.R.: Yellow and white.
– Sarı ve beyaz.
S: They are over here.
– Onlar burada.
O.R.: What’s the material?
– Kumaşı nedir?
S: It’s fifty percent cotton and fifty percent polyester.
– Bunlar yüzde elli pamuk ve yüzde elli polyesterdir.
O.R.: This white blouse looks nice. I’d like to try it on.
– Bu beyaz bluz hoş görünüyor. Bunu denemek istiyorum.
S: The fitting room is to your left.
– Deneme odası sol tarafınızdadır.
O.R.: I think this blouse is all right.
– Bence bu bluz oldu.
S: Very well, ma’am. Will that be cash or credit card?
– Çok iyi, hanımefendi. Nakit mi, kredi kartı mı?
O.R.: I’d like to give you a check.
– Ben size çek vermek istiyorum.
S: We need at least one piece of identification.
– Kimliğinizi görebilir miyiz?
O.R.: Here is my driver’s license.
– İşte ehliyetim.
S: All right. We can accept your check.
– Tamam. Çeki kabul ediyoruz.
…..
O.R.: These shoes are pretty. What colors do they come in?
– Bu ayakkabıları gerçekten çok hoş. Ne renkleri var?
S: Presently we have them in brown and black.
– Şu anda elimizde kahverengi ve siyah mevcuttur.
O.R.: Could you show me the black shoes in a medium heel?
– Bana orta topuklu siyah ayakkabıları gösterir misiniz?
S: We have them in a higher, lower, and medium heel. Just a minute. I’ll bring you the pair you wanted to see.
– Bizde düşük, yüksek ve orta topuklu olanları var. Bir dakika. Sizin görmek istediğiniz çifti getireceğim.
…..
Yasemin Pala: Yesterday I bought this skirt. I’d like a refund.
– Dün ben bu eteği aldım. İade etmek istiyorum.
Saleswoman: Do you have the receipt with you?
– Fişiniz yanınıza mı?
Y.P.: Yes, I do.
– Evet.
S.: You’ll get your refund in room 208, on the second floor.
– Paranızı 2. katta 208 numaralı odadan geri alabilirsiniz.
İngilizce kıyafet isimleri ve anlamları:
blouse (bluz)
boot (çizme, bot)
coat (palto, mont)
jeans (kot pantolon)
pants (pantolon)
shirt (gömlek)
shoe (ayakkabı)
skirt (etek)
sock (çorap)
sweatshirt (uzun kollu pamuklu kazak)
tie (kıravat)
t-shirt (tişört)
İngilizce kıyafet adları resimli:
tights (tayt)
trousers (pantolon)
İngilizce kıyafet adları resimli:
Büyük görüntü için resimlere tıklayıp ingilizce kıyafet isimlerine gözatabilirsiniz.
15